ZÜLKARNEYN
En başta bilmemiz gereken, tartışmasız ZÜLKARNEYN'in Kur'an inmeden önce de var olduğudur.
KEHF suresi 84 ve 86. Ayetler çok açık şekilde "ZÜLKARNEYN'in" yeryüzünde istediği her şeyi yapabilme gücünü, ALLAH tarafından almıştır. Bu yetki muazzam bir yetkidir. Dünya üzerinde bulunan, insanların bilemediği bir çok şeyin bilgisi ZÜLKARNEYN'e verilmiştir.
Dünyayı yönetebilmeniz için, her şeyden evvel Yeryüzünün her yerini, tüm yeraltı zenginliklerini, şeklini, ne kadarı kara parçası, ne kadarı deniz, insanlar nerelerde yaşar, ihtiyaçları nedir, bunların bilinmesi gerekir. Bunları, ALLAH kendisine sebeb olarak vermiştir.
Bunların ötesinde, ALLAH ; ZÜLKARNEYN'e bir yetki daha vermiştir ki, müthiş bir yetki, "AZAB". Rabbimin verdiği bu yetki muhakkak ki katındandır. (doğrusunu ALLAH bilir).
ZÜLKARNEYN, bu Dünya üzerinde her kim haksızlık yaparsa (hiç af yok) cezasını biz veririz demektedir. Bu ceza Dünya'da verilecek cezadır. ALLAH katında verilecek cezanın olacağını da insanlara ayrıca belirtmiştir.
Bu Dünyada iyi işler yapanlara ise, yine bu Dünyada mükafat vardır, Dünya üzerinde iyi yaşam sürmeleri sağlanır demektedir.
ALLAH'ın ayrıca tekrar 91. Ayette ZÜLKARNEYN'in kudret ve salltanatı böyleydi, "Ve biz onun yanında olan her şeyi bilgimizle kuşatmıştık" demesi bu işin önemini daha da arttırıyor.
Dünyayı yöneteceksiniz, hem de ALLAH'ın istediği gibi noksansız, yeryüzünde her şeye hakim olacaksınız. Böyle bir sistem bir tek ALLAH'ın takdiriyle olur. İşte bu takdir ZÜLKARNEYN'e verilmiştir.
Bundan sonra neler olmuştur?
Yüce Rabbim, böyle müthiş donanımlı bir yetkiyi, iki zaman sahibi diye adlandırdığı ZÜLKARNEYN'e niye vermiştir?
ALLAH; İnsanların, şeytanın da işin içine girmesiyle, bu Dünya üzerinde rahat durmayacağını bilmektedir. Yeryüzünde, yaratıcının sadece ALLAH olduğunu bildiği halde, O'na inanan insanoğlu, yaradılış bakımından çabuk unutur, bazen de bahaneler üretir. Başına bir iş gelse, ey ALLAH'ım başıma bu da mı gelecekti der. Bir iylik gelse, kısmetim var, şansım yaver gitti gibi laflarla çoğu kez ALLAH'tan geldiğini anlamaz.
Aşağıdaki iki ayet insanı açıklıyor.
ARAF SURESİ:
27 - Ey Âdemoğulları. Şeytan, ana babanızı, çirkin yerlerini onlara göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi, sizi de (şaşırtıp) bir belaya düşürmesin! Çünkü o ve kabilesi, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Biz, şeytanları, inanmayanların dostu yaptık.
28 - Onlar bir kötülük yaptıkları zaman: "Babalarımızı bu yolda bulduk, bunu bize Allah emretti." derler. De ki: "Allah kötülüğü emretmez. Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?"
İnsan yalnız bırakıldığı zaman yine yaradılış itibariyle hiç rahat durmaz. Şeytan bu iş için ALLAH'tan izin almıştır. İnsanların aklını çelip doğru yoldan çıkarmak için elinden geleni yapmaktadır, yapar da.
Şeytan, insanları doğru yoldan çıkarmak için ALLAH'tan aldığı izin ile kıyamete kadar insanların her yerindedir.
Aşağıdaki üç ayet, Hidayetin sadece yüce Rabbim'den olduğunu apaçık anlatıyor.
(Resulum!) Onları hidayete / hak yola getirmek senin görevin değil, lâkin Allah dilediğini hidayete / doğru yola getirir.”(Bakara, 2/272),
“(Resulüm!) Sen dilediğin kimseyi hidayete / doğru yola eriştiremezsin, lâkin ancak Allah dilediğini hidayete / doğruya ulaştırır.”(Kasas, 28/56).
“Eğer Senin Rabbin dileseydi, dünyada ne kadar insan varsa hepsi imana gelirdi. (Ama bunu irade etmedi). Şimdi sen mi, imana gelsinler diye insanları zorlayacaksın? Allah’ın izni olmadıkça hiç bir kimsenin iman etmesi mümkün değildir.”(Yunus, 99-100)
Onlar, sadece ALLAH'ın elçileridir. Görevleri insanları doğru yola sokmak değil, sadece kendilerine indirilen Kitap doğrultusunda insanlara, inancı ALLAH'ın tek ilah olduğunu, başka yollar aramamalarını tebliğ ve uyarmak için gönderilmişlerdir.
Bu yüzden ALLAH'ın elçilerini bu verilen yetkiyle karıştırmayalım.
ZÜLKARNEYN çok farklıdır. O, Dünya yöneticiliğini ALLAH'ın verdiği izin ile vaadin sonuna kadar bu yetkiyi devam ettirmek üzere ALLAH tarafından seçilmiş ve bunu layıkıyle yerine getirmektedir. Bu yüzden elçilerin görevi ile ZÜLKARNEYN'in görevleri bambaşkadır. Elçiler; tebliğ eder ve uyarırlar, "ZÜLKARNEYN"; uygular.
KEHF SURESİ;
83 - Bir de sana Zülkarneyn'den soruyorlar. De ki: Size ondan bir hatıra okuyacağım.
84 - Gerçekten biz onu (Zülkarneyn'i) yeryüzünde iktidar sahibi yaptık ve ona ulaşmak istediği her şeyi elde etmesinin bir yolunu verdik.
85 - Derken o da bu yollardan birini tutup gitti.
86 - Nihayet güneşin battığı yere vardığı zaman, güneşi, (sanki) kara bir balçıkta batıyor buldu. Bir de bunun yanında bir kavim buldu. Biz ona dedik ki: "Ey Zülkarneyn! Onları ya cezalandırırsın veya onların hakkında iyi davranırsın."
87 - O da demişti ki: "Kim haksızlık ederse muhakkak ona azab edeceğiz; Sonra Rabbine geri döndürülecek, O da onu görülmemiş bir azabla cezalandırır."
88 - "Amma her kim de iman edip iyi bir iş yaparsa, buna da en güzel mükâfat vardır. Biz ona dünyada kolaylık gösterir zor işlere koşmayız."
89 - Sonra Zülkarneyn yine bir yol tuttu.
90- Nihayet Güneşin doğduğu yere vardığında, Güneşin kendilerini ondan koruyacak bir siper yapmadığımız bir kavim üzerine doğmakta olduğunu gördü.
91 - İşte Zülkarneyn'in kudret ve saltanatı böyleydi. Ve biz onun yanında olan her şeyi bilgimizle kuşatmıştık.
ZÜLKARNEYN, bu Dünya üzerinde ALLAH tarafından yönetici seçilmiş, aynı Zaman'da kendisine her yetki verilmiştir. Dünya üzerinde kuzey kutubundan güney kutubuna Dünyanın her tarafında hiç bir boşluk kalmaksızın söz sahibidir. ZÜLKARNEYN'e 87. Ayette görüldüğü gibi azab yetkisi bile verilmiştir.
86. Ayette, Nihayet güneşin battığı yere vardığı zaman, güneşi, (sanki) kara bir balçıkta batıyor buldu ;
Burada unutmamamız gereken Dünya, ekseni etrafında dönerken, ortalama 23,5 derece eğiklikle dönmektedir. Bu sebepten kutuplarda altı ay gece, altı ay gündüz meydana gelmektedir. Yani Güneş, altı ay boyunca Güney kutubunu aydınlatırken, kuzey kutubu altı ay geceyi yaşamaktadır. Güneş, bu devresini tamamlarken bizim normal 24 saatlik bir günümüz gibi Güneş batarken ufukta hemen kaybolmaz. Günler sürer. Buzlarla kaplı tabakanın üzerinde Güneş, sanki asılı bir vaziyette durur gibi görünür.
Kuzey kutubu buzlarla kaplı buz dağıdır. Kuzey kutubunda günler süren bir Güneşin batışı, sanki buzların içinde karanlıkta kayboluşun görünüşüdür.Buz tabakasına yansıyan ışık sanki bir bataklığı andırmaktadır. Dünyanın hiç bir yerinde böyle bir görünüm yoktur.(görsellere bakabilirsiniz.)
BURHAN DOĞAN
10 Mayıs 2018 Perşembe
ZÜLKARNEYN'in ÜÇ YOLCULUĞU
Bu kıssada anlatılan üç yolculuk, ZÜLKARNEYN'in Dünyaya tamamen hakim olduğunun anlatımıdır.
KEHF SURESİ 86. ayet; "Nihayet Güneşin battığı yere vardığı zaman, onu kara balçıkta batıyor buldu."
Güneş Dünyanın her yerinden doğup, her yerinden batmaktadır. Bunun sebebi Dünyanın 23,5 derece eğik olmasından kaynaklanır. Kutuplarda ise altı ay gece, altı ay gündüz meydana gelir.
Kutuplarda bizim yaşadığımız gün batımı olmaz. Günlerce sürer.
Kara balçıkta batıyor buldu, çok açık bir şekilde Güneşin hemen batmadığını anlatmaktadır. Dikkat edin batarken buldu denmiyor. Batıyor buldu deniliyor. Kara balçıkta demesi ise ağır ağır gömülmek anlamını taşımaktadır.
Bu anlatım, Kuzey Kutubu Güneş'in batışı görsellerinde de açıkça görünmektedir.
Birinci yolculuk kuzey kutup yolculuğudur.
KEHF SERESİ 90. Ayet; "Nihayet Güneşin doğduğu yere vardığında, Güneşin kendilerini ondan koruyacak bir siper yapmadığımız bir kavim üzerinde doğmakta olduğunu gördü.
Bu yolculukta da çok açık bir şekilde Güney Kutubuna yapılışının anlatımı vardır. Dünyamıza gelen Güneşin tehlikeli ışınlarını koruyan ozon tabakasıdır. Antartika'da yaşam yok denilecek kadar azdır.
Ayette belirtildiği gibi kavim görür ama birinci ve üçüncü yolculuklardaki kavimler gibi bir hüküm veya konuşma geçmez. Ozon tabakası, Güney Kutubunda çok ince olduğundan dolayı Güneşin tehlikeli ışınlarına maruz kalmaktadır. Bu sebepten kalıcı nüfus yoktur.
Ayeti dikkatli okursanız;
KEHF SERESİ 90. Ayet; "Nihayet Güneşin doğduğu yere vardığında, Güneşin kendilerini ondan koruyacak bir siper yapmadığımız bir kavim üzerinde doğmakta olduğunu gördü".
Güneş'in tehlikeli olan ışınlarından bizi "OZON TABAKASI" korumaktadır. Ozon tabakası yeryüzü ile Güneş arasında bir siperdir. Daha doğrusu Dünyamıza gelen kuvvetli Güneş ışınlarını süzer, zararlı olan ışınları Dünyamıza yansıtmaz. Bu olay Kutupların dışında gelişir. Kutuplarda OZON TABAKASI azalır, incelir. Bu incelme olayı Güney Kutubunda Kuzey Kutubuna göre çok fazla olduğundan buralara tehlikeli Güneş ışınları sızar. Bu ışınlar insanların yaşamını tehlikeli duruma getirdiğinden Güney Kutubunda yaşam yok denecek kadar azdır.
İkinci yolculuğun, Güneş'in doğduğu yere dediği Güney Kutubu yolculuğudur. Arkadaşlar, tekrar ediyorum. Çok dikkatli okuyun. Doğu'ya gitti, Batı'ya gitti demiyor. Güneş'in doğduğu yere ve Güneş'in battığı yere diye anlatılıyor. Yazının başında anlattığım gibi, Güneş Dünyanın her yerinde doğar ve her yerinden batar.
Birinci yolculuk Kuzey, ikinci yolculuk Güney Kutubudur.
KEHF SURESİ 93. Ayet; Nihayet iki dağın arasına ulaştığında onların önünde, hemen hiç söz anlamayan bir kavim bulmuştu.
Üçüncü yolculuk anlatımıyla ZÜLKARNEYN 'in Dünya'ya tamamen hakim olduğunu göreceğiz.
Birinci ve ikinci yolculukları hatırlıyalım; Kuzey Kutubu ve Güney Kutubu idi. Şimdi ise herkesin arayıpta bulamadığı şu iki dağ neresiymiş bir görelim. Aslında çok araştırmaya gerek bile yok. Çünkü Rabbim birinci ve ikinci yolculukta nereleri olduğunu söylemiş. Kuzey ve Güney Kutubu.
Evet yanlış duymadınız herkesin arayıpta bulamadığı iki dağ. Biri kuzey Kutubu, diğeri Antartika yani Güney kutubu. Şimdi nereden çıkardın Kutupları dağ ile ne alakası var diyeceksiniz.
Açıklayalım;
Üçüncü yolculukta, iki dağ arasına vardığında idi.
Kuzey Kutup bölgesi, toplam 27 milyon km2'lik bir alana yayılır. Bunun 9 milyon km2' si kara, geri kalanı denizdir.buz tabakasının yüksekliği 3000 metreyi geçmektedir.
Güney Kutup bölgesi, adı Antartika diye geçer.ortalama 2000 metre kalınlığında buz tabakasının örttüğü, bir zamanlar ulaşılamaz diye adlandırılan Kutup noktasında buzun kalınlığı 4335 metreyi bulur. Bu buz kütlesi 24 milyon km3' lük hacmi ile yeryüzündeki bütün buzların yüzde 92'sini oluşturmaktadır.
Bu bilgiler, bize kutuplarında birer dağ olduğunu ispatlıyor.
Şimdi toparlıyalım; iki dağ arası dediğimiz yerlerden birincisi Kuzey Kutubu, ikincisi Güney Kutubu. Burada sed yapılacak ne yer var, ne de olasılık.işte herşey burada anlatılıyor.
Dünya'nın sabit olan iki noktası vardır. Bu noktalar, Dünya'nın neresine giderseniz gidin, yerleri hep aynıdır. Denizde, çölde, ormanda kaybolduğunuz zaman yönünüzü harita ile değil, pusula ile bulabilirsiniz. Eskiden pusula mı vardı diyenlere de Kutup yıldızı vardı derim. Bu sebepten dolayı RABBİM, BATIYA VE DOĞUYA GİTTİ DEMEMİŞTİR.
ALLAH, açık bir şekilde ZÜLKARNEYN'in Dünya'ya hakimiyetini, Kuzey Kutubundan, Güney Kutubuna yani Dünya'nın her yerinde sözü geçecektir, demiştir.
İki dağın ne olduğunu, nerede olduğunu bilimsel verilerle kanıtlamaya çalıştık.
(DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR ).
ELMALININ TEFSİRİ;
(İki deniz, iki yer kıtası iki dağ gibi yaratılmış(tabii); yahutgörünen ve görünmeyen de olabilecektir. Tefsir bilginleri, "seddeyn"i iki dağ diye tefsir etmişlerdir. Ancak bu iki dağı belirlemek için bir ipucu yoktur.)
İki dağın arasına vardığında dediği yer, Dünyamızın her yeridir.
Kıssalarda anlatım Muteşabih anlatımlardır. (İki manalı anlatım)
ALLAH, ZÜLKARNEYN'i, Dünyamız üzerinde hiç boşluk kalmayacak biçimde, görünmeyen bir şekilde saran tıpkı meridyenler gibi yeryüzünün hakimi kılmıştır.
Bu üç yolculuk, Dünya üzerinde hakimiyet anlatımıdır.
BURHAN DOĞAN
Bu kıssada anlatılan üç yolculuk, ZÜLKARNEYN'in Dünyaya tamamen hakim olduğunun anlatımıdır.
KEHF SURESİ 86. ayet; "Nihayet Güneşin battığı yere vardığı zaman, onu kara balçıkta batıyor buldu."
Güneş Dünyanın her yerinden doğup, her yerinden batmaktadır. Bunun sebebi Dünyanın 23,5 derece eğik olmasından kaynaklanır. Kutuplarda ise altı ay gece, altı ay gündüz meydana gelir.
Kutuplarda bizim yaşadığımız gün batımı olmaz. Günlerce sürer.
Kara balçıkta batıyor buldu, çok açık bir şekilde Güneşin hemen batmadığını anlatmaktadır. Dikkat edin batarken buldu denmiyor. Batıyor buldu deniliyor. Kara balçıkta demesi ise ağır ağır gömülmek anlamını taşımaktadır.
Bu anlatım, Kuzey Kutubu Güneş'in batışı görsellerinde de açıkça görünmektedir.
Birinci yolculuk kuzey kutup yolculuğudur.
KEHF SERESİ 90. Ayet; "Nihayet Güneşin doğduğu yere vardığında, Güneşin kendilerini ondan koruyacak bir siper yapmadığımız bir kavim üzerinde doğmakta olduğunu gördü.
Bu yolculukta da çok açık bir şekilde Güney Kutubuna yapılışının anlatımı vardır. Dünyamıza gelen Güneşin tehlikeli ışınlarını koruyan ozon tabakasıdır. Antartika'da yaşam yok denilecek kadar azdır.
Ayette belirtildiği gibi kavim görür ama birinci ve üçüncü yolculuklardaki kavimler gibi bir hüküm veya konuşma geçmez. Ozon tabakası, Güney Kutubunda çok ince olduğundan dolayı Güneşin tehlikeli ışınlarına maruz kalmaktadır. Bu sebepten kalıcı nüfus yoktur.
Ayeti dikkatli okursanız;
KEHF SERESİ 90. Ayet; "Nihayet Güneşin doğduğu yere vardığında, Güneşin kendilerini ondan koruyacak bir siper yapmadığımız bir kavim üzerinde doğmakta olduğunu gördü".
Güneş'in tehlikeli olan ışınlarından bizi "OZON TABAKASI" korumaktadır. Ozon tabakası yeryüzü ile Güneş arasında bir siperdir. Daha doğrusu Dünyamıza gelen kuvvetli Güneş ışınlarını süzer, zararlı olan ışınları Dünyamıza yansıtmaz. Bu olay Kutupların dışında gelişir. Kutuplarda OZON TABAKASI azalır, incelir. Bu incelme olayı Güney Kutubunda Kuzey Kutubuna göre çok fazla olduğundan buralara tehlikeli Güneş ışınları sızar. Bu ışınlar insanların yaşamını tehlikeli duruma getirdiğinden Güney Kutubunda yaşam yok denecek kadar azdır.
İkinci yolculuğun, Güneş'in doğduğu yere dediği Güney Kutubu yolculuğudur. Arkadaşlar, tekrar ediyorum. Çok dikkatli okuyun. Doğu'ya gitti, Batı'ya gitti demiyor. Güneş'in doğduğu yere ve Güneş'in battığı yere diye anlatılıyor. Yazının başında anlattığım gibi, Güneş Dünyanın her yerinde doğar ve her yerinden batar.
Birinci yolculuk Kuzey, ikinci yolculuk Güney Kutubudur.
KEHF SURESİ 93. Ayet; Nihayet iki dağın arasına ulaştığında onların önünde, hemen hiç söz anlamayan bir kavim bulmuştu.
Üçüncü yolculuk anlatımıyla ZÜLKARNEYN 'in Dünya'ya tamamen hakim olduğunu göreceğiz.
Birinci ve ikinci yolculukları hatırlıyalım; Kuzey Kutubu ve Güney Kutubu idi. Şimdi ise herkesin arayıpta bulamadığı şu iki dağ neresiymiş bir görelim. Aslında çok araştırmaya gerek bile yok. Çünkü Rabbim birinci ve ikinci yolculukta nereleri olduğunu söylemiş. Kuzey ve Güney Kutubu.
Evet yanlış duymadınız herkesin arayıpta bulamadığı iki dağ. Biri kuzey Kutubu, diğeri Antartika yani Güney kutubu. Şimdi nereden çıkardın Kutupları dağ ile ne alakası var diyeceksiniz.
Açıklayalım;
Üçüncü yolculukta, iki dağ arasına vardığında idi.
Kuzey Kutup bölgesi, toplam 27 milyon km2'lik bir alana yayılır. Bunun 9 milyon km2' si kara, geri kalanı denizdir.buz tabakasının yüksekliği 3000 metreyi geçmektedir.
Güney Kutup bölgesi, adı Antartika diye geçer.ortalama 2000 metre kalınlığında buz tabakasının örttüğü, bir zamanlar ulaşılamaz diye adlandırılan Kutup noktasında buzun kalınlığı 4335 metreyi bulur. Bu buz kütlesi 24 milyon km3' lük hacmi ile yeryüzündeki bütün buzların yüzde 92'sini oluşturmaktadır.
Bu bilgiler, bize kutuplarında birer dağ olduğunu ispatlıyor.
Şimdi toparlıyalım; iki dağ arası dediğimiz yerlerden birincisi Kuzey Kutubu, ikincisi Güney Kutubu. Burada sed yapılacak ne yer var, ne de olasılık.işte herşey burada anlatılıyor.
Dünya'nın sabit olan iki noktası vardır. Bu noktalar, Dünya'nın neresine giderseniz gidin, yerleri hep aynıdır. Denizde, çölde, ormanda kaybolduğunuz zaman yönünüzü harita ile değil, pusula ile bulabilirsiniz. Eskiden pusula mı vardı diyenlere de Kutup yıldızı vardı derim. Bu sebepten dolayı RABBİM, BATIYA VE DOĞUYA GİTTİ DEMEMİŞTİR.
ALLAH, açık bir şekilde ZÜLKARNEYN'in Dünya'ya hakimiyetini, Kuzey Kutubundan, Güney Kutubuna yani Dünya'nın her yerinde sözü geçecektir, demiştir.
İki dağın ne olduğunu, nerede olduğunu bilimsel verilerle kanıtlamaya çalıştık.
(DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR ).
ELMALININ TEFSİRİ;
(İki deniz, iki yer kıtası iki dağ gibi yaratılmış(tabii); yahutgörünen ve görünmeyen de olabilecektir. Tefsir bilginleri, "seddeyn"i iki dağ diye tefsir etmişlerdir. Ancak bu iki dağı belirlemek için bir ipucu yoktur.)
İki dağın arasına vardığında dediği yer, Dünyamızın her yeridir.
Kıssalarda anlatım Muteşabih anlatımlardır. (İki manalı anlatım)
ALLAH, ZÜLKARNEYN'i, Dünyamız üzerinde hiç boşluk kalmayacak biçimde, görünmeyen bir şekilde saran tıpkı meridyenler gibi yeryüzünün hakimi kılmıştır.
Bu üç yolculuk, Dünya üzerinde hakimiyet anlatımıdır.
BURHAN DOĞAN
7 Mayıs 2018 Pazartesi
CANIMI SIKAN ŞEYLER
KUR'ANI bilmeden, okumadan, araştırmadan, algılaması zayıf insanların olmaması mümkün değildir. Benim bunlara çok fazla söyleyecek bir lafım da yoktur.
Benim lafım, KUR'ANI bilen, okuyan, araştıran algılamasının da çok iyi olduğunu tahmin ettiğim arkadaşlara ve araştırmacı Hocalarımadır.
ALLAH, "biz bu kitapta hiç bir şeyi eksik bırakmamışızdır", Kıyamet 36; "insanlar başı boş bırakıldığını mı zanneder", ALLAH'ın şeytana, "benim İHLASLI KULLARIM üzerinde hiç bir hükmün yoktur", "şeytanın da senin İHLASLI KULLARIN hariç" sözlerine rağmen, Dünya yöneticiliği gibi çok önemli bir konu hakkında ilgisiz kalmalarıdır. Görmezden gelmeleridir.
Bugün, Dünya üzerinde yaşanan tüm olayları çok güzel bir şekilde araştırıyorsunuz, kaleme alıyorsunuz. İnsanlar sizin sayenizde bilgi sahibi oluyorlar.
Dünya üzerinde insanlığa hükmeden, insanlığı yönlendiren, zamana yayılmış bir süreç içinde teknoloji sunan, her ne kadar şeytanın da işin içinde olduğunu bildiğimiz bir yaşamdır, anlattığınız bu Dünya.
Bu bir aydınlanmadır. Yani, araştırıp, bu araştırmalar sonucunda elde ettiğiniz bilgilerin hepsi doğrudur. İnsanlığa sunduğunuz bu aydınlanma hareketi (araştırıp insanları bilgilendirmek) sonuçları, Dünya üzerinde kendi kendine mi oluşmuştur? Tesadüf olabilir mi? İçeriğini hiç düşündünüz mü?
Şimdi, sondan başa doğru, yani geriye doğru yolculuk yapalım. Dünya üzerindeki yöneticileri hepimiz öğrendik. Bunlar, Dünya yaşamına yön verirler, ülkeleri yönetirler, daha doğrusu Dünya üzerinde yaşam kurallarını bunlar koyarlar ve bağırıp çağırsakta biz bunlara uymak zorunda kalırız. Fırtınalar, seller hatta depremler yaptırıyorlar deriz, ama sadece yazdığımız ve söylediğimizle kalırız.
Bundan çok değil, yirmi-otuz yıl öncesinde doğal afet denince (bunun içine deprem, yağmur, sel, fırtına dahil) ALLAH'ın takdiridir, O ne isterse o olur demiyormuyduk. Şimdi ne oldu, ne değişti de fikriniz değişti. "SÜLEYMAN'A rüzgarı emrine vermiştik" sözünü okudunuz da unuttunuz mu? Mucid NİCOLA TESLA'da ALLAH'ın bir kulu değilmidir? Başka bir Dünyadan mı gelmiştir?
Yine kırk-elli yıl öncesinde haberleşme neredeyse telefondan ibaretti. Şimdi ise görüntülü konuşabiliyoruz. Bilgisayar, internet bu buluşlar tesadüfen mi oluştu? Daha geriye dönük çok şey söyleyebiliriz. Bunlar bizim bilinçlenmemiz için, belli bir süreç içinde olması gereken olaylardır.
HERŞEY ALLAH'IN GÖZETİMİ ALTINDADIR.
"Kur'anda, biz hiç bir şeyi eksik bırakmadık" sözünü unutmayın. En önemli konuyu görmezden geliyorsunuz. ALLAH'ın bu Dünya üzerinde yönetici kıldığı;
Kehf Suresi;
(86 - Nihayet güneşin battığı yere vardığı zaman, güneşi, (sanki) kara bir balçıkta batıyor buldu. Bir de bunun yanında bir kavim buldu. Biz ona dedik ki: "Ey Zülkarneyn! Onları ya cezalandırırsın veya onların hakkında iyi davranırsın."
87 - O da demişti ki: "Kim haksızlık ederse muhakkak ona azab edeceğiz; Sonra Rabbine geri döndürülecek, O da onu görülmemiş bir azabla cezalandırır.")
azap bile yapabilir sözünü söylediği "ZÜLKARNEYN'i" görün. Ve bu yönetici ZÜLKARNEYN'in sizde yardım edin de seddi beraber beraber yapalım dediği kişileri görün.
Zümer suresi 23. Ayette belirttiği; bazı ayetlerimi ikili manada anlattım, sözünü;
Bakara suresi 216. Ayet; Hoşunuza gitmemekle birlikte, savaş üzerinize yazılmıştır. Bir şey sizin için hayırlı olduğu halde siz ondan tiksinebilirsiniz ve bir şey sizin için şer olduğu halde siz onu sevebilirsiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz, sözünü; UNUTMAYIN...
BİLİNÇLENME ADINA SAYGILAR SEVGİLER. BURHAN DOĞAN
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
YE'CÜC ve ME'CÜC Kur'an, "onlarca ayetin içinde geçen bozgunculuğu" direk olarak insanın yaptığını anlatmaktadır. Kur...
-
NEPTÜN- BALIK BURCU 61. Ayetin arapça ve türkçe karşılığı 1. fe lemmâ : böylece olduğu zaman 2. belega : erişti, ulaştı 3. mecmea :...
-
KEHF SURESİNDEN BİR KISSA Musa ile Kulun yolculuğu enteresan değilmidir? ""Kul; 1. Yolculukta gemiyi deler, Musa şaşırır kalır....
-
ALLAH'ı Kandırmaya Çalışanlar; ------------------------------------ Arkadaşlar, biraz gündem olduğu için paylaşıyorum, CUMARTESİ ...