6 Temmuz 2018 Cuma

  TANRIYA İNANMAYANLAR
Kur'an kendi içinde MUHKEM ve MÜTEŞABİH ayetler olarak ikiye ayrılır. Muhkem ayetler sabittir, yorum gerektirmez kesindir.
   Müteşabih ayetler, iki anlam taşımaktadır. Yani ayette kelimenin iki anlamı vardır.
Anlatılan kıssalarda geçer. Ayetlerin içinde geçen kelimeler ayetin anlatımını farklılaştırır, değiştirir.
   Örnek vermek gerekirse; Kehf Suresi 86. Ayet; "Nihayet Güneşin battığı yere vardığı zaman, onu kara balçıkta batıyor buldu." Bakınız; şimdi böyle okursanız tabi diyeceksiniz ki Güneş karabalçığa mı batarmış.
   O zaman gözlerinizi iyice açın ve okuyun. Hepiniz az çok okuduğunuz derslerde Güneş ile Dünya ilşkisini biliyorsunuzdur. Dünya Güneşin etrafında dönüşünü 24 saatte tamamlar. Bu dönüş sırasında Güneşin Dünyayı gördüğü taraf aydınlık yani gündüz, görmediği taraf ise karanlık yani gecedir.
   Kehf Suresinin bu kıssasında ZÜLKARNEYN'in üç yolculuğu anlatılmaktadır. 86. Ayette Güneşin battığı yere vardığı zaman, onu kara balçıkta batıyor buldu der. KEHF SURESİ 90. Ayette ise "Nihayet Güneşin doğduğu yere vardığında, Güneşin kendilerini ondan koruyacak bir siper yapmadığımız bir kavim üzerinde doğmakta olduğunu gördü der. Bu iki ayette, dikkat edin Güneşin battığı yer ve doğduğu yer denmektedir. Bu anlatımı tefsirciler, mealciler hep algıya düşüp Güneşin doğduğu yer doğudur, battığı yer batıdır demişlerdir. Çok büyük bir yanılgıdır. ALLAH BİLMİYORMUYDU doğuya gitti veya batıya gitti demesini. Çünkü Dünya üzerinde Güneş sadece doğudan doğup, batıdan batmaz. Güneş Dünyanın her yerinde doğar ve her yerinde batar yani her yerinde gündüz ve gece olur. Fakat Dünyamızın bir özelliği var ki, bu da 23,5 derece eğik olmasıdır. Bu sebepten dolayı Kutuplarda altı ay gündüz altı ay gece yaşanır.
    İşte algı buradadır. Anlatımda Güneşin ne battığı yer, nede doğduğu yer sabittir. Kuzey Kutubunda Güneşin batışı, Dünya üzerindeki 24 saatlik dilimdeki gibi olmamaktadır. Burada Güneş günlerce aynı yerde asılı kalmış görünümündedir. Bu görüntü karanlıkta buzulların üzerinden Güneşi kara balçıkta batıyor gibi görürsünüz. Zaten ayet anlatımında Güneşi kara balçıkta batıyor buldu denmektedir.
    Diğer 90. Ayet ise "Nihayet Güneşin doğduğu yere vardığında, Güneşin kendilerini ondan koruyacak bir siper yapmadığımız bir kavim üzerinde doğmakta olduğunu gördü".
    Burada da bir kavim üzerine, Güneş ışınlarından onları koruyacak siper yapmamıştık anlatımı vardır. Peki bu siper nedir? Dünyamızı Güneşin tehlikeli ışınlarından bizi ne korur? Şemsiye mi, ağaç gölgesi mi veya başka bir korunak mı?
     Arkadaşlar, bilgi işidir bu bilgi işi. Araştırmacı olacaksın aklını kullanacaksın. Soracaksın kendine, bizi Güneşin bu tehlikeli ışınlarından nasıl bir şey korur diye. OZON TABAKASI arkadaşlar. Çünkü OZON tabakası Güneş'in tehlikeli ışınlarını süzer ve Dünyamıza yansıtır. Eğer OZON tabakası olmazsa bu ışınlar karşısında DÜNYA üzerinde yaşam olmayacaktır. Ayette diyor ki, onları bu ışınlardan koruyacak siper yapmamıştık. Hemen araştırdım ve Kutuplarda OZON TABAKASININ zayıfladığını hatta Güney Kutubunda yok denecek kadar az olduğunu buldum. Dahası Güney Kutubunda yaşam yok denecek kadar azdır.
     Bu iki yolculukta, Güneşin battığı yer ve  doğduğu yer anlatılmaktadır. Bize doğuya ve batıya gitti diye yön vermemektedir. Anlatım Müteşabihtir, algı vardır. Anlayacağınız KUR'AN öyle gelişi güzel yazılmamıştır. Bu anlatım bir Dünya hakimiyetidir. Kuzey noktasından, güney noktasına kadar hiç boşluk kalmaksızın her yere hakimdir denmektedir. Bu kıssanın tamamını okuyup ne anlatıldığını anlayacaksınız. (KEHF SURESİ 83. Ayetle başlar, 98. Ayetle biter). Şimdi sorabilirsiniz, kim hakim: ZÜLKARNEYN.

YE'CÜC ve ME'CÜC Kur'an, "onlarca ayetin içinde geçen bozgunculuğu" direk olarak insanın yaptığını anlatmaktadır. Kur...