Bir varmış, bir yokmuş ;
Bundan 220 yılı aşkın süre önce Amerika denilen bir kıtada birileri dolar diye bir kağıt basmaya karar vermişler. Adına da ABD DOLARI demişler.
Basmışlarda...
Hem de öyle basmışlar ki, adına para dedikleri kağıt parçasını günümüze kadar getirmişler.
Hem de öyle getirmişler ki değeri artmış olarak, ha bi de DÜNYA'nın en değerli parası olarak.
Bunun yanında hangi ülkeye gidersen git, bu para her yerde o ülkelerin parasından daha değerli.
Diyebilirim ki bu ülkelerin bir çoğunda maaşlar bile bu parayla.
DÜNYA'da yaşayanların işi gücü bu para olmuş. DOLARLA yatar, DOLARLA kalkar olmuşlar. DOLARI basan beyler, bakmışlar ki işler iyi gidiyor, DÜNYA'daki bütün ülkelere, sizler gücünüz kadar yani altınınız kadar para basacaksınız, lakin sizler bana ne karışabilir ne de söz söyleme hakkına sahip değilsiniz derler. Bu arada karşılıksız istediği kadar para basma yetkisini kendilerine vermişler. Basar da basarlar.
DÜNYA'da bu işe bakakalmış. Ağızlarını bile açamamışlar. Hey, siz kimsiniz de DOLAR denilen kağıt parçasını karşılıksız basıyor, bize de, siz karşılıksız kendi paranızı basamazsınız diyen bir dünya insanı çıkmamış.
Ayrıca, 1944 yılında "Bretton Woods Sistemi" uluslararası para sistemi adı altında kodamanlarında katılmasıyla finans kurallarını belirleyen sistemi de yerleştirmişler.
Bu zatlar, bir de üstüne üstlük 1955 yılnda bir kanunla paranın üstüne kalıcı olarak
“In God We Trust” (Tanrıya Güveniyoruz) ifadesini yazarlar.
Yine bu zatlar, DOLAR denilen parayı kendine ait bankada basar da ABD merkez bankasına faizle verirmiş. 100 yaşına gelmiş altı kalp, böbrek, sart zurt ameliyatlar olmuş, lakin 200 e kadar yolu var dermiş. Bunun babası, dedesi de böyleymiş. 100-120 den aşağı yaşamazlarmış.
Ha bi de sormuşlar, bu parayı nereden buldun? Demiş ki; parayı bana TANRI verdi.
Kalın sağlıcakla....
