10 Mayıs 2018 Perşembe

ZÜLKARNEYN
En başta bilmemiz gereken, tartışmasız ZÜLKARNEYN'in Kur'an inmeden önce de var olduğudur.
    KEHF suresi 84 ve 86. Ayetler çok açık şekilde "ZÜLKARNEYN'in" yeryüzünde istediği her şeyi yapabilme gücünü, ALLAH tarafından almıştır. Bu yetki muazzam bir yetkidir. Dünya üzerinde bulunan, insanların bilemediği bir çok şeyin bilgisi ZÜLKARNEYN'e verilmiştir.
 Dünyayı yönetebilmeniz için, her şeyden evvel Yeryüzünün her yerini, tüm yeraltı zenginliklerini, şeklini, ne kadarı kara parçası, ne kadarı deniz, insanlar nerelerde yaşar, ihtiyaçları nedir, bunların bilinmesi gerekir. Bunları, ALLAH kendisine sebeb olarak vermiştir.
Bunların ötesinde, ALLAH ; ZÜLKARNEYN'e bir yetki daha vermiştir ki, müthiş bir yetki, "AZAB". Rabbimin verdiği bu yetki muhakkak ki katındandır. (doğrusunu ALLAH bilir).
ZÜLKARNEYN, bu Dünya üzerinde her kim haksızlık yaparsa (hiç af yok) cezasını biz veririz demektedir. Bu ceza Dünya'da verilecek cezadır. ALLAH katında verilecek cezanın olacağını da insanlara ayrıca belirtmiştir.
Bu Dünyada iyi işler yapanlara ise, yine bu Dünyada mükafat vardır, Dünya üzerinde iyi yaşam sürmeleri sağlanır demektedir.
ALLAH'ın ayrıca tekrar 91. Ayette ZÜLKARNEYN'in kudret ve salltanatı böyleydi,  "Ve biz onun yanında olan her şeyi bilgimizle kuşatmıştık" demesi bu işin önemini daha da arttırıyor.
Dünyayı yöneteceksiniz, hem de ALLAH'ın istediği gibi noksansız, yeryüzünde  her şeye hakim olacaksınız. Böyle bir sistem bir tek ALLAH'ın takdiriyle olur. İşte bu takdir ZÜLKARNEYN'e verilmiştir.
Bundan sonra neler olmuştur?
Yüce Rabbim, böyle müthiş donanımlı bir yetkiyi, iki zaman sahibi diye adlandırdığı ZÜLKARNEYN'e niye vermiştir?
ALLAH; İnsanların, şeytanın da işin içine girmesiyle, bu Dünya üzerinde rahat durmayacağını bilmektedir. Yeryüzünde, yaratıcının sadece ALLAH  olduğunu bildiği halde, O'na inanan insanoğlu, yaradılış bakımından çabuk unutur, bazen de bahaneler üretir. Başına bir iş gelse, ey ALLAH'ım başıma bu da mı gelecekti der. Bir iylik gelse, kısmetim var, şansım yaver gitti gibi laflarla çoğu kez ALLAH'tan geldiğini anlamaz.
        Aşağıdaki iki ayet insanı açıklıyor.
ARAF SURESİ:
27 - Ey Âdemoğulları. Şeytan, ana babanızı, çirkin yerlerini onlara göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi, sizi de (şaşırtıp) bir belaya düşürmesin! Çünkü o ve kabilesi, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Biz, şeytanları, inanmayanların dostu yaptık.
28 - Onlar bir kötülük yaptıkları zaman: "Babalarımızı bu yolda bulduk, bunu bize Allah emretti." derler. De ki: "Allah kötülüğü emretmez. Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?"
İnsan yalnız bırakıldığı zaman yine yaradılış itibariyle hiç rahat durmaz. Şeytan bu iş için ALLAH'tan izin almıştır. İnsanların aklını çelip doğru yoldan çıkarmak için elinden geleni yapmaktadır, yapar da.
Şeytan, insanları doğru yoldan çıkarmak için ALLAH'tan aldığı izin ile kıyamete kadar insanların her yerindedir.

       
    Aşağıdaki üç ayet, Hidayetin sadece yüce Rabbim'den olduğunu apaçık anlatıyor.

(Resulum!) Onları hidayete / hak yola getirmek senin görevin değil, lâkin Allah dilediğini hidayete / doğru yola getirir.”(Bakara, 2/272),

“(Resulüm!) Sen dilediğin kimseyi hidayete / doğru yola eriştiremezsin, lâkin ancak Allah dilediğini hidayete / doğruya ulaştırır.”(Kasas, 28/56).

“Eğer Senin Rabbin dileseydi, dünyada ne kadar insan varsa hepsi imana gelirdi. (Ama bunu irade etmedi). Şimdi sen mi, imana gelsinler diye insanları zorlayacaksın? Allah’ın izni olmadıkça hiç bir kimsenin iman etmesi mümkün değildir.”(Yunus, 99-100)

   Onlar, sadece ALLAH'ın elçileridir. Görevleri insanları doğru yola sokmak değil, sadece kendilerine indirilen Kitap doğrultusunda insanlara, inancı ALLAH'ın tek ilah olduğunu, başka yollar aramamalarını tebliğ ve uyarmak için gönderilmişlerdir.

      Bu yüzden ALLAH'ın elçilerini bu verilen yetkiyle karıştırmayalım.

ZÜLKARNEYN çok farklıdır. O, Dünya yöneticiliğini ALLAH'ın verdiği izin ile vaadin sonuna kadar bu yetkiyi devam ettirmek üzere ALLAH tarafından  seçilmiş ve bunu layıkıyle yerine getirmektedir. Bu yüzden elçilerin  görevi ile ZÜLKARNEYN'in görevleri bambaşkadır. Elçiler; tebliğ eder ve uyarırlar, "ZÜLKARNEYN"; uygular.
KEHF SURESİ;
83 - Bir de sana Zülkarneyn'den soruyorlar. De ki: Size ondan bir hatıra okuyacağım.
84 - Gerçekten biz onu (Zülkarneyn'i) yeryüzünde iktidar sahibi yaptık ve ona ulaşmak istediği her şeyi elde etmesinin bir yolunu verdik.
85 - Derken o da bu yollardan birini tutup gitti.
86 - Nihayet güneşin battığı yere vardığı zaman, güneşi, (sanki) kara bir balçıkta batıyor buldu. Bir de bunun yanında bir kavim buldu. Biz ona dedik ki: "Ey Zülkarneyn! Onları ya cezalandırırsın veya onların hakkında iyi davranırsın."
87 - O da demişti ki: "Kim haksızlık ederse muhakkak ona azab edeceğiz; Sonra Rabbine geri döndürülecek, O da onu görülmemiş bir azabla cezalandırır."
88 - "Amma her kim de iman edip iyi bir iş yaparsa, buna da en güzel mükâfat vardır. Biz ona dünyada kolaylık gösterir zor işlere koşmayız."
89 - Sonra Zülkarneyn yine bir yol tuttu.
90- Nihayet Güneşin doğduğu yere vardığında, Güneşin kendilerini ondan koruyacak bir siper yapmadığımız bir kavim üzerine doğmakta olduğunu gördü.
91 - İşte Zülkarneyn'in kudret ve saltanatı böyleydi. Ve biz onun yanında olan her şeyi bilgimizle kuşatmıştık.
  ZÜLKARNEYN, bu Dünya üzerinde ALLAH tarafından yönetici seçilmiş, aynı Zaman'da kendisine her yetki verilmiştir. Dünya üzerinde kuzey kutubundan güney kutubuna Dünyanın her tarafında hiç bir boşluk kalmaksızın söz sahibidir. ZÜLKARNEYN'e 87. Ayette görüldüğü gibi azab yetkisi bile verilmiştir.
  86. Ayette, Nihayet güneşin battığı yere vardığı zaman, güneşi, (sanki) kara bir balçıkta batıyor buldu ;
  Burada unutmamamız gereken Dünya, ekseni etrafında dönerken, ortalama 23,5 derece eğiklikle dönmektedir. Bu sebepten kutuplarda altı ay gece, altı ay gündüz meydana gelmektedir. Yani Güneş, altı ay boyunca Güney kutubunu aydınlatırken, kuzey kutubu altı ay geceyi yaşamaktadır. Güneş, bu devresini tamamlarken bizim normal 24 saatlik bir günümüz gibi Güneş batarken ufukta hemen kaybolmaz. Günler sürer. Buzlarla kaplı tabakanın üzerinde Güneş, sanki asılı bir vaziyette durur gibi görünür.
  Kuzey kutubu buzlarla kaplı buz dağıdır. Kuzey kutubunda günler süren bir Güneşin batışı, sanki buzların içinde karanlıkta kayboluşun görünüşüdür.Buz tabakasına yansıyan ışık sanki bir bataklığı andırmaktadır. Dünyanın hiç bir yerinde böyle bir görünüm yoktur.(görsellere bakabilirsiniz.)
 

                                                                    BURHAN DOĞAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YE'CÜC ve ME'CÜC Kur'an, "onlarca ayetin içinde geçen bozgunculuğu" direk olarak insanın yaptığını anlatmaktadır. Kur...