4 Temmuz 2016 Pazartesi

GÖÇ ALLAH'tan mı?

DÜNYADAKİ ZORUNLU GÖÇ :

     Çok eskiye dayanan bu zorunlu göçler nedeni bilinmez ama hep süregelmiştir.

   NAHL SURESİ  80;
Allah, size evlerinizi huzur ve dinlenme yeri yaptı. Hayvanların derilerinden gerek GÖÇ gününüzde, gerek ikamet gününüzde kolayca taşıyacağınız evler; onların yünlerinden, yapağılarından ve kıllarından bir süreye kadar yararlanacağınız ev eşyası ve ticaret malı yaptı.
   
     Ben, çok detayına girmeden biraz kısa olarak anlatacağım.

     Daha önceleri savaşlar ve zorlamalarla insanlar bir şekilde hep bir yerden bir yere zorunlu göç ettirilmişlerdir.

     
Kur'an'da,  İbrahim'in, kavmini terkedişi ve hicreti şöyle özetlenir:

     ENBİYA 70-71 ;
Ona, bir düzen (tuzak) kurmak istediler, ancak Biz, onları hüsrana uğrattık. Onu(İbrahim'i) ve Lut'u kurtarıp, âlemler içinde "bereketli kıldığımız yer"e (yerleştirdik).
    Bu göç olayı, Dünya'nın varoluşundan beri hep devam etmiştir. Dünya'da, İsrailoğullarının varoluşlarından bu yana İsrailoğulları hep göçebe yaşamışlar, kendilerinin ikamet edeceği yer, yani ülkeleri yakın bir zamana kadar olmamıştı.
      Başka kavimlerde aynı şekilde sürekli yer değiştirmişler sonunda helak olmuşlardır.
      Yakın zamana baktığımızda ise aynı durumla karşı karşıyayız. 1. Dünya savaşı, 2. Dünya savaşı sonrası insanlar yurtlarını terk edip başka ülkelere gitmek zorunda kalmışlardır. 
       Osmanlı döneminde, iskan politikası araçlarından biri olan iskan edilen aşiretlerden her köye veya mecraya cebri iskan yolu ile (zorla) yerleştirilenlerin üç, beş, on hanaden oluşması neticesinde farklı unsurların aynı mekanda yaşamaya alışmaları sağlanmıştır.
       Bildiğiniz gibi insanlar, mübadele veya buna benzer yollarla hep yerleri değiştirilmiş, en kötüsü bu değiştirmelerde aileler, aşiretler dağıtılmıştır. ( Amca Konya'ya, hala İzmir'e, kardeşi Ankara'ya).
      Tabi ki bunların hiç biri tesadüf değil. Tamamen bilinçli yapılmış organize durumlardır.
       Şimdi size soruyorum; hanginiz dedenizin babasını yani dördüncü neslini biliyor? 
       Dedem küçük yaşta Selanik'ten gelmiş, amca çocuklarını İzmir'e, hala çocuklarını Konya'ya (bildiklerimiz) dağıtmışlar. Osmanlı döneminde ise tam tersi Konya'dan Balkan'lara (muhtelemen yukarıdaki gibi farklı unsurların beraber yaşamaya alışmaları örneği) gönderilmişler.
     İşin enteresan tarafı soyunu araştırmaya kalkınca sonuç sıfır. çünkü, kütüklerde gözüken bir şey yok. Silinmiş veya kayıp.
     İşte esas sorun burada. Bir şekilde senin kim olduğun kayıp. Neden mi? Çok basit sen, soyunu bilmemen lazım. Bu asırlardır hep böyle olmuş, hani derler ya "böyle gelmiş böyle gider" onun gibi.
    Erguvaniler diye bir kitap var, okumanızı tavsiye ederim. Dünya'yı yönetenlerin Türkiye kolunu anlatmış. Bu ailelerin yedi ceddi belli. Dedesinin babası onun babası Osmanlı'da paşaymış, yok yavermiş, yok başka bir yetkiliymiş onun torunu şimdi prof. Olmuş milletvekili, bakan, başbakan, aynı aileden sağcı, solcu hiç ferketmez biri gidiyor diğeri geliyor. Lakin paralar hep aynı kasaya giriyor. Nedense bu ailelerin çocukları bilinen yüz, yüzelli yıldır hep şu okulda okumuşlar; Robert kolej, Galatasaray lisesi, Şişli terakki. Bu da yetmemiş İstanbul'da Anadolu yakasında oturan bir kişi Avrupa yakasına bile hiç geçememişken bu ailenin çocukları hepsi Avrupa ve Amerika'da okumuşlar. Sene 1920 ve evvelinden bahsediyorum.
     Yine bir yerde okudum; Atatürk'ün eşi Latife hanım, kendisi Halit Ziya Uşaklıgil'in yeğeni olur,(Uşaklızade'lerden) sene 1920, yaşıda 20, tam altı yabancı dil biliyor. (Henüz millet doğru dürüst Türkçe bilmiyor) 
     Her ne hikmetse İzmir'in işgalinden kısa bir süre önce ailecek Fransa'ya gidiyorlar, her ne hikmetse İzmir işgalinden sonra tekrar İzmir'e geri dönüyorlar. 
    Arkadaşlar, tam yüz yıl sonra yani şimdi, ben Fransa'ya gitmek istesem en az bir haftamı alır. 1920 lerden bahsediyoruz.
   Bunu basit bir örnek olarak verdim. Sistem böyle işliyor. Konular derin. Dönüp dolaşıp hep aynı yere geliyoruz.
   Benim başka söyleyecek sözüm yok. Aşağıyı okuyun yeter;
  ALİ ÜMRAN SURESİ 163;
   Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2):Onlar (insanlar) Allah katında derece derecedirler. Allah, onların yaptıklarını görmektedir.
  
          Kalın sağlıcakla....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YE'CÜC ve ME'CÜC Kur'an, "onlarca ayetin içinde geçen bozgunculuğu" direk olarak insanın yaptığını anlatmaktadır. Kur...